İNSAN KAYNAKLARI NOTLARI

İNSAN KAYNAKLARI NOTLARI

21 Eylül 2016 Çarşamba

İNSAN KAYNAKLARI SATIŞ BECERİSİ İSTER

  Bugün artık İnsan Kaynakları Bölümü'nün özellikle İşe Alım kısmının büro yönetiminden çok farklı bir noktada olduğunu herkes kabul ediyor. Ne kadar işsizlik söylemleri etrafta dolaşıyor olsa da kapitalist piyasanın bir gerçeği heğimizin önünde duruyor. Peki nedir o?
  Her ne kadar global anlamda kitle iletişim araçları büyük bir katkı sunuyorsa da halen piasada işe arayanlar ile işverenler çok sağlık bir şekilde karşılaşamamakta. Karşılaşsa dahi işveren veya işgören adayının birbirlerini beğenme oranı pek yüksek olmuyor.
  Üzerine bir de işe alım süreçlerinin hantal ve ağır işlemesi eklenince iş bulmak ve işe eleman bulmak zorlaşıyor. Ben bunu birçok rakibin olduğu tam rekabet piyasasında kar ömarjını arttırmaya çalışan şirketlere benzetiyorum.
  Aday çok ancak işe alım yapan ve aynı işi belki daha yüksek ücretle yaptıran birçok işletme de mevcut. Peki nasıl olacak? Biz uygun aday nasıl bulacağız? Cevap işte tam burada pazarlama ve satış stratejilerinde gizli.
  Aynı pozisyon için birçok şirkete mülakata giden ve birçok ücret seviyesini test eden adaya siz diğerlerinden farklı birşeyler sunmalısınız. Burada maaştan veya yol ve yemek ücretinden bahsetmeyelim. Hatta şöyle anlatayım maddi tüm şartlar "Ceteris Paribus" prensibinden hareket ederek aynı olsun.
   Eğer işe alımcı doğru adayı bulduğuna inanıyorsa ve bu adayı organizasyonuna katmak istiyorsa. Talibi veya talipleri olan bu adayı organizasyona nasıl katacak? Arman Kırım Hoca nın kitaplarında bahsettiği teoriyi biz İnsan Kaynakları na uyarlayalım o halde. Başkalarında olmayan ancak bizim şirkette olan birşeyler olmalı.
   Belki bizim şirketin lokasyonu merkezidir, eğlence merkezlerine yakındır veya bizim eğitim ve gelişim olanaklarımız fazladır. Genç bir organizasyon olabiliriz mesela terfi sürecimiz kısadır. Güzel bir prim sistemi veya tam objektif bir performans değerlendirme sistemi de fena olmaz aslında. Bu örnekler çoğaltılabilir...
   Ancak, bu öne çıkan özellikleriri işe alımcı öyle güzel bir şekilde anlatmalı ev servis etmelidir ki, a şirketin belki de negatif olan bazı yönlerini bu yönleri öne çıkararak kamufle etmelidir. Gerek iligiyle, gerek sıcak kanlılığı ile adaya bir iç müşteri gözü ile bakan işe alımcı şirketini uygun adaya en güzel şekilde pazarlamakla mükelleftir.
   Mülakatlarda pazarlama iki şekilde olur. Aday kendi özelliklerini nasıl şirkete pazarlamaya, satmaya çalışıyorsa işe alımcı da uygun gördüğü adaya tamamlaması gereken pozisyonu satmaktadır. Bir nevi mülakat bir toplu pazarlık sürecine benzetilebilir.
    İşin sonunda satış becelerini iyi kulanan, şirketinin organizasyon yapısını ve özelliklerini uygun adaya en iyi şekilde anlatarak satış ve pazarlama da en kilit eşik olan "ikna" yı gerekleştiren işe alımcı donanımlı olan adayı kapacaktır.
    İşe alımın önemli noktası doğru adayı bulmak kadar o adayı organizasyona katmaya ikna etmek de gelmektedir. Doğru adayı buluyor ancak onu başka şirketlere kaptırıyorsanız satış beceriniz gelişmeden sadece iyi aday arıyorsunuz demektir. Yani sadece balığı buluyorsunuz ancak avlıyamıyorsunuz anlamına gelir.
    Eh ne diyelim İK cılar;
    Rastgele!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder